'Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş'
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, muhafelet partilerini Ak Parti'ye karşı işbirliği yapmakla suçlayarak, "CHP, MHP, BDP, illegal örgütler ittifak halindeler, medya bunlarla beraber.
Maşallah bu ekip tam muhabbet içinde. Tencere yuvarlanmış tam kapağını bulmuş. Onlar çetelerle, taşla, molotofla, silahla yürüyorlar, biz milletimizle yürüyoruz" dedi. 12 Haziran'ın önemli olduğunu, Türkiye'nin önünü de açacak bir Anayasa yapmak için oy istediklerini bildiren Erdoğan, "Şu anki Anayasa'nın dilini ben anlamıyorum, tercüman gerekiyor. Tercümansız Anayasa'ya ihtiyacımız var" diye konuştu. Erdoğan, The Economist'e de tepki gösterip, "Türkiye'nin içinden sana ne?" diye çıkıştı.
Özel bir uçakla Adana'ya gelen, eşi Emine Erdoğan'ın da eşlik ettiği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, havalimanında yaklaşık yarım saat bekledi. Saat 14.00'de başlayacak miting de bu nedenle yarım saat gecikmeli başladı. Geniş güvenlik önlemleri arasında mitingin yapılacağı Uğur Mumcu Meydanı'na geçen Erdoğan, 30 derece sıcaklıkta yaklaşık 20 bin kişiye hitap etti.
ONLAR LAF, BİZ İŞ ÜRETİYORUZ
Erdoğan, medeniyet, ticaret, sanayi, tarım ve bilim şehri Adana'nın göz bebekleri olduğunu vurguladı. 27 Mart'ta Adana'da yaptıkları toplu açılış töreninde 2'inci üniversite sözü verdiğini, Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'yle ilgili tasarının görülüşüp, TBMM'de kabul edilmesi ve onaylanmasıyla Adana'nın 2'nci üniversitesine artık kavuştuğunu hatırlatan Erdoğan, "Bunları bizden öncekiler yapmadı, yapamadı. Onlar laf üretti biz iş üretiyoruz" dedi.
Seçim sürecinde partilerine karşı ülke genelinde şiddet kampanyası başlatıldığını, 150'den fazla seçim büroları ve araçlarının saldırıya uğradığını kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:
GEÇMİŞ OLSUN BİLE DEMEDİLER
"Hatta milletvekillerimiz bile bu saldırılarda hedef alındı. Bizzat içinde bulunduğum otobüs saldırıya uğradı ve cam çerçeve indirildi. Bu arada, koruma polisim maalesef hedef oldu. Otobüsten düşmek suretiyle çok ciddi beyin travması geçirdi ameliyat oldu, inşallah dualarınızın himmetiyle şifa bulur. Kimse bunu görmüyor, kimse bu polisimizin uğradığı saldırıyı, bizlerin uğradığı saldırıyı görmüyor. Nezaket ustası kesilenler nezaketen de olsa bir siyasetçi olarak kalkıp siyasi meslektaşına bir geçmiş olsun telefonunda bile bulunmuyor. Önemli değil. Biz onların yaptığını yapmadık bugüne kadar. CHP, MHP genel başkanlarının, BDP'lilerin kışkırtması, tahrikleri nedeniyle Türkiye genelinde Ak Parti hedef yapıldı. Şunu açık açık söylüyorum. Biz bu tehditlere boyun eğmedik eğmeyeceğiz. Biz bu zorbalara pabuç bırakmadık bırakmayacağız. Biz bu şiddetin diline teslim olmadık, olmayız. Adana'nın yolları taştan, bunlar çıkaramaz bizi baştan. Adana'da Ak Parti, sadece BDP'nin, sadece terör örgütünün değil, aynı zamanda MHP'nin de hedefi. CHP, MHP, BDP, illegal örgütler ittifak halindeler medya bunlarla beraber. Maşallah bu ekip tam muhabbet içinde. Birbirleriyle çok iyi anlaşıyorlar. Tencere yuvarlanmış tam kapağını bulmuş. Onlar çetelerle muhabbet içinde varsın olsun. Biz milletimizle muhabbet halindeyiz. Onlar küresel çetelerle işbirliği içinde, biz Adanalı kardeşlerimizle işbirliği halindeyiz. Onlar taşla, molotofla, silahla yürüyor; biz milletimizle yürüyoruz. Farkımız bu. Bu kadar saldırıya uğradığımıza göre demek ki doğru yoldayız. Demokrasiye, millet iradesine inancı kalmayanlar böyle şiddetle ayakta kalma çabasına girerler. Fikirleri olmayanlar, taşla, molotofla, silahla konuşmak isterler. Projeleri, hedefleri olmayanlar böyle kışkırtmayla bir yere varacaklarını sanırlar. Biz şiddetin diline teslim olmayacağız. Biz demokrasi, özgürlük, büyük Türkiye diyeceğiz. 8.5 yıl boyunca sadece demokrasi dedik, demokrasiyi güçlendirdik, aynı şekilde devam edeceğiz. Kimsenin endişesi olmasın, hiç kimse tedirgin olmasın, korkmasın biz demokrasiden taviz vermeyeceğiz, özgürlüklerden taviz vermeyeceğiz. Ama aynı zamanda bu ülkede huzuru en güzel şekilde tesis edeceğiz. Bütün tahriklere kışkırtmalara rağmen kardeşliğimizi yüceltecek, bu ülkeyi kardeşlik üzerine büyüteceğiz."
TERCÜMANSIZ ANAYASA
12 Haziran'ın demokrasi açısından son derece önemli dönüm noktası olduğunu, seçim sonrası en büyük projelerinin ise yeni Anayasa olacağını bildiren Erdoğan, Türkiye'de bugüne kadar yapılan anayasaların özgürlükleri kısıtladığını, ekonominin önünü açmadığını söyledi. Erdoğan, anayasanın bir ülkeyi ayakta tutan, istikrar, güven ve huzur içinde yaşatan, ülkenin geleceğe doğru emin adımlarla ilerlemesini sağlayan en önemli metin olduğunu vurguladı. Erdoğan, halkın Anayasa'yı kucaklamasıyla ilgili konuşurken, cümlelerinde Adana'nın Doğu ve Güneydoğu'dan yoğun göç alan mahallelerin adlarına yer vererek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Anayasa her birimizin günlük yaşamıyla doğrudan alakalıdır. Ekonomiyle, üretimle istihdamla doğrudan bağlantılıdır. Anayasa özgürlüğün demokrasinin en önemli teminatıdır. Maalesef bizde bugüne kadar Anayasalar müdahalelerin ardından belli kişiler, belli zümreler tarafından hazırlandı. Bu anayasalar özgürlükleri kısıtladı, demokrasiyi ekonominin önünü açmadı. Bu anayasaların bizati kendileri sorun haline dönüştü. Biz şimdi öyle bir anayasa yapmak istiyoruz ki Türkiye şaha kalksın istiyoruz. Kardeşliğimiz daha da yükselsin, 74 milyonu kucaklasın, 74 milyon bunu sahiplensin istiyoruz. İstiyoruz ki Adanalı kardeşim işte bu benim anayasam desin. Anayasanın dilini anlasın. Şu andaki anayasanın dilini ben anlamıyorum tercüman gerekiyor. Tercümansız bir Anayasa'ya ihtiyacımız var. Biz Anayasa'yı okurken avukat mı tutacağız? Bunlar şimdi kalkıyor, millet anayasasını yapacağız. Bunu yaparken uluslararası ilişkiler, ekonomist, siyaset bilimci, kim olursa, iktisatçı SGK'lar hepsi yer alacak. En sonunda anayasa hukukçuları bu işin teknik yönünü ele alacaklar. Biz bu anayasayı kendi başımıza yapmayacağız. Toplumun her kesimiyle uzlaşma içinde bir Anayasa yapacağız. Kolektif bir akıl oluşturacağız, kolektif akılla bunu kuracağız. Adana'daki, Van'daki, İstanbul'daki kardeşim de 'işte bu benim anayasam' diyecek. Şakirpaşa Mahallesi'ndeki, Ova Mahallesi'ndeki, Şehitduran Mahallesi'ndeki, Onur Mahallesi'ndeki, Barbaros'taki, 19 Mayıs'taki, Kiremithane'deki kardeşim 'bu benim anayasam' diyecek. 2023 hedeflerine de ancak böyle bir Anayasa ile ulaşabiliriz. Sizden onun için büyük bir destek istiyoruz. Sizden güçlü bir şekilde bir daha destek istiyoruz. CHP'ye gönül vermiş kardeşlerimizin de, MHP'ye gönül vermiş kardeşlerimin de futbol takımı tutar gibi değil, eser siyaseti üretenlere, istismar siyaseti değil, hizmet siyaseti üretenlere oy vermelerini istiyorum, ideoloji siyaseti değil. Benim Adanalı kardeşim futbol takımı tutar gibi 12 Haziran'da sandığa gitmeyecek. 'Kardeşim Adana'ya kim hizmet ediyorsa biz onun yanındayız' diyecek. Soruyorum CHP'nin, MHP'nin Adana'ya hizmeti oldu mu? Oylarımızı niye ziyan ediyoruz, bir şey gelmeyecek niye oyumu boşa harcayayım?"
'DERDİMİZ İSTİKRARIN SÜRMESİ'
8.5 yıl önce iktidara geldiklerinde büyük borç devraldıklarını ifade eden Erdoğan, CHP ve MHP'nin miting meydanlarında 'kuru sıkı atıp, tuttuklarını' öne sürerek, "CHP iktidarda iken Adana'ya ne yaptı. MHP Genel Başkanı'na da sormak lazım. Genel başkan olarak başbakan yardımcısı idin, 'yurtdışına kaç kere gittin' diye sorun. 'Türkiye'de ne yaptın?' diye sorun. Şimdi bakıyorsunuz kuru sıkı atıyorlar. Biz size eserlerimizle konuşuyoruz. Yaptıklarımızla konuşuyoruz. Şimdi de projelerimizle konuşuyoruz. Bizim derdimiz istikrarın sürmesi. İstikrar olursa, güven olursa Adana büyür, Türkiye büyür" dedi.
İktidara geldiklerinde Türkiye'nin dünyada 26'ncı, bugün ise 17'nci sırada olduğunu belirten Erdoğan, 2023'te ise 10'uncu sıraya çıkacağımızı söyledi. Erdoğan, "Biz MHP'den devraldığımızda milli gelir 230 milyar dolardı. Şimdi 740 milyar dolar. 1'e 3. Bitmedi. Milli gelirin yüzde 61'i borçtu, şimdi yüzde 27'si borç. Devletin borçlanma faizi yüzde 63'tü. 100 liraya 63 lira faiz ödüyorduk ve 9 ay vade veriyorlardı. Şimdi yüzde 7 ile borç veriyorlar. Aradaki fark çiftçinin, işçinin, memurumun cebinde kalıyor. Enflasyon yüzde 30'du sayın Bahçeli, şimdi yüzde 7. Aradaki fark kimin cebinde kalıyor, Ayşe, Fatma kardeşimin cebinde, mutfağında kalıyor. IMF'yi bize devrettiklerinde 30 milyar dolar borç almışlardı, bize 23 milyar dolar borçla devrettiler. Ödedik ödedik şimdi 5 milyar dolar borç var. MHP 'milliyetçiyiz' diyor. Ne milliyetçisi? Milliyetçilik milleti sevmektir, vatanı sevmektir. Kasada 27,5 milyar dolar rezervi vardı. Nereye çıktık, 97 milyar dolara. 70 milyar dolar artırmışız. Yolsuzlukların olmadığı bir iktidar olursanız kasanız böyle güçlenir. 163 bin derslik yaparsın, 13 bin 600 kilometre yol yaparsın. Bütün spor tesisleri enerji bunları yoğun şekilde artırırsın" dedi.
'KILIÇDAROĞLU ÇETELERİN PROJESİ'
The Economist Dergisi'nde önceki gün yayınlanan Türkiye'ye yönelik makalesine de değinen Erdoğan, bu konuda da şöyle konuştu:
"Uluslararası dergi, dünyada hiç örneği görülmeyecek biçimde bakın ne diyor, 'CHP'ye oy verin'. Son derece münasebetsiz bir makale yayımladı. Dün Konya'da da açıkladım. Eğer bu dergi 'Ak Parti'ye oy verin' demiş olsaydı ona da karşı çıkardık. Sana ne ya! Senin Türkiye'nin içiyle ne alakan var? Haber vereceksen haber yap. Ama senin Türkiye'nin içiyle alakalı bu tür yorum yapma hakkın yok. Uluslararası bir yayın kuruluşunun bu derece pervasızca taraf tutması, propaganda yapması talihsizlik, saygısızlıktır, ama aynı zamanda çok da manidardır. Biz CHP'nin yeni genel başkanını ulusalcıların çetelerin bir projesi olarak biliyorduk. Meğer sayın Kılıçdaroğlu aynı zamanda uluslararası çetelerin de projesiymiş. İsrail'e, Tel Aviv'e her fırsatta selam gönderen CHP Genel Başkanı, şimdi o selamlarının karşılığını alıyor. Ne diyor? 'Biz olsaydık Mavi Marmara'yı göndermezdik. Biz olsaydık İsrail ile ilişkilerin bozulmasına izin vermezdik' diyor. Belli ki CHP Genel Başkanı birilerinin gözüne girmeyi başarmış. The Economist'in altında da bu yatıyor. Gazze'deki, Kudüs'teki, Namallah'taki fosfor bombaları ile öldürülmüş o masum bebeklerin hatırına o geminin adını ağzına alma. O Mavi Marmara Gazze'deki bebeklere mama götürüyordu, oyuncak götürüyordu. Kalbinde şefkat olan, merhamet olan bir insan kalkıp da Mavi Marmara'yı eleştirmez. Cesareti varsa, onuru varsa İsrail'e yaltaklanmak yerine kalkar Akdeniz'deki korsanlığı eleştirir. Mavi Marmara'nın taşıdığı anlam büyük, arkasında Türk Bayrağı var. CHP'nin yeni genel başkanı CHP'nin başına bugüne kadar gelmiş en büyük talihsizliktir. CHP'nin yeni genel başkanı sanaldır, yurtiçindeki, yurtdışındaki çetelerin aleni projesidir. Bir gazeteciye Yunanistan ile ilgili ne diyor? 'Dayan Yorgo biz geliyoruz.' Bunu diyen kim, Kılıçdaroğlu. Yunanistan'ın en büyük gazetesi de CHP genel başkanı ile dalgasını geçiyor. 'Dayan Yorgo Kılıçdaroğlu geliyor' diyor. Adanalılar böylelerine ne der biliyor musunuz? 'Gece mitilde yatar, gündüz çalım satar.' CHP Genel Başkanı bu. CHP'nin yandaş yazarları bir yıldır genel başkanı yere göğe sığdıramıyordu. Onlar da çok büyük hayal kırıklığı yaşıyorlar, ama itiraf edemiyorlar. Bu yandaş yazarlar CHP Genel Başkanı'nın arkasını toplamaktan yoruldular. Hangi yalanı, istismarı düzelteceksin. Ayak üstü 10 yalanı arka arkaya sıralıyor."
"KILIÇDAROĞLU BEYİNSİZ DEDİ"
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Bursa'da Ak Parti'ye oy verenlere 'beyinsiz' dediğini belirten şöyle dedi:
"Kemal Kılıçdaroğlu Bursa'da ne dedi biliyor musunuz, 'CHP'ye oy vermeyenler beyinsiz' diyor. Bunların enteresan akıl hocaları var. Ne diyor 'Ak Parti'ye oy vermem, çünkü benim bir beynim var'. Türkiye genelinde 16 milyon kişi Ak Parti'ye oy verdi. Bu CHP Genel Başkanı, 16 milyon vatandaşıma bu ifadeyi kullanıyor. Bunların demokrasi anlayışı bu. Ama biz aynı şeyi söylemiyoruz. Biz tam aksine 'CHP'ye gönül vermiş kardeşlerim' diyoruz. Niye, çünkü demokratik tercihleri. Oraya da verir, oraya da, saygı duyarız. İkna edebiliyorsan edersin, edemiyorsan saygı duy. Bunlar kendilerinden olmayanlara 'göbeğini kaşıyan adam' derler. 'Bidon kafalı' derler. 'Aptal' derler. Şimdi asıl merak ettiğim şey şu. Bu MHP Genel Başkanı tüm bu gelişmelerle ilgili acaba neden susuyor? Milliyetçi ya, acaba The Economist'in makalesine ne diyor? Milliyetçi ya acaba Hopa'daki CHP kışkırtmasına ne diyor? Kılıçdaroğlu'nun Hakkari'deki, Türk Bayrağı'nın olmadığı mitingine ne diyor? Oradaki özerklik vaatlerine, KCK'ya sahip çıkmasına ne diyor? Dikkat edin günlerdir ne CHP'ye, ne BDP'ye tek kelime söylemiyor. MHP Genel Başkanı Ak Parti karşısında 'Kartondan kaplan' oluyor. Ama CHP, BDP karşısında kuzuya dönüyor. Biz bunların ittifaklarına aldanmayacağız."
SÖZLEŞMELİLER KADROYA ALINDI
Emeklilerin çözüm merkezinin kendilerinin olduğunu belirten Erdoğan, sözleşmeli personelin kadroya alındığını da açıklayarak şöyle konuştu;
"Sayın Kılıçdaroğlu'nun SSK genel müdürü olduğunda bizler ne çileler çektik bilirsiniz. Biz iktidara geldiğimizde SSK işçi emeklisi ne alıyordu 257 lira, biz 782 lira veriyoruz artış yüzde 204. Memur emeklisi 377 lira alıyordu biz 936 lira veriyoruz artış 148. SSK tarım emeklisi 216 lira alıyordu şimdi 705 lira alıyor artış yüzde 226. Bağ-Kur esnaf emeklisi 149 lira alıyordu, şimdi 634 lira alıyor artış yüzde 325. Bağ-Kur tarım emeklisi 66 lira alıyordu, şimdi 473 lira veriyoruz artış yüzde 617. Kardeşlerim bu intibakı da biz yapacağız. Hiç endişeniz olmasın emeklilerin hizmetkƒrı biziz. Biz bu millete efendi olmaya değil hizmetkƒr olmaya geldik. Şu anda Türkiye genelinde 205 bin 894 sözleşmeli personel var, 4-B kadrosunda. Öğretmen, hemşire, ebe, sağlık memuru, sağlık teknisyeni, mühendis, mimar, imam hatip, infaz koruma memuru, zabıt kƒtibi, diş tabibi ve diğer unvanlar olmak üzere sözleşmeli personel 4-B kadrosunda 4-A kadrosuna geçirmiş bulunuyoruz. Resmi Gazete'de yayınlandı, yürürlüğe girdi, hayırlı olsun, iş bitti. Biz söz verirsek yaparız, kuru sıkı atmıyoruz. Bizde sorumluluk var onlarda böyle bir şey yok."
Adana'da yapacaklarını projeleri de anlatan Erdoğan, "İstanbul finans merkezi, Güneydoğu Anadolu bölgesi tarım merkezi haline getirirken Adana'yı da Ceyhan'ı da bir enerji havzası bir enerji üstü haline getiriyoruz. Gerek petrolde, gerek doğalgazda böyle bir üs haline gelecek" dedi.
KADINLAR AYRI BÖLÜME
Miting alanında düzenleme yapılan, kadın izleyenler sahnenin önünde ayrılan bölmeye alındı. Arka sıralarda veya aralarda bulunan kadınlar da bu bölüme gelmeleri için anonsla çağrıldı, bu bölge barikatla ayrıldı. Alanda, Başbakanlık Elektronik Denetleme Sistemi aracı da konuşlandırıldı, miting boyunca arama yaptı. Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi de 2 sağlık çadırı kurdu. Bu çadırda, sıcak nedeniyle fenalık geçirenlere müdahale edildi. Partinin gençlik kolları üyelerinin su dağıttığı miting süresince polis helikopteri de alan üzerinde sürekli uçuş yaptı, yüksek binalarda da keskin nişancılar konuşlandırıldı. Miting alanına girişte partililer, gelenlere yelpaze, su, şapka dağıttı. Miting sonrası Başbakan'ın otobüsünün peşinden koşarken cep telefonunu düşüren bir kişi polis tarafından gözaltına alındı.
Erdoğan, mitingin ardından İzmir'e gitmek üzere özel uçakla Adana'dan ayrıldı.
dha
0 yorum:
Yorum Gönder